18.06.2022 – Cumartesi; Riva Çayırları
*15.06.2022 Çarşamba günü yaptığım Riva gezisindeki,
çayırların tarumar edilmiş halini görünce 2 gündür bunları birkaç satırla,
facebook’ta paylaşıp paylaşmamanın kendi içimde mücadelesini verdim. Önce
yazmaya niyetleniyor, ama sürekli olarak muhalif yazılar paylaştığım için
takipçilerimin de içini karartacağını düşünerek, sonra vazgeçiyordum. Sonunda
dayanamadım, dün (17.06.-Cuma) yazıyı kaleme alıp, güzel bir Tarla Çintesi
fotoğrafıyla paylaştım.
“Facebook – 17 haziran 2022
RİVA ÇAYIRLARI: İSTANBUL'UN ELDE KALAN SON
DOĞA MÜCEVHERİ
Üç yıllık uzunca bir aradan sonra ilk defa
Riva’ya gidiyordum. Coşku ve heyecan doluydum. Ancak üst çayır yoluna
girdiğimde gördüklerim karşısında şok olup, bir an için geri dönmek istedim.
Çayır yolunun bir tarafında 1-3 katlı
konteyner şantiye binaları uzayıp gidiyor, onların hemen bitiminde de Riva’daki
betonlaşmanın simgesi “Beton Tesisleri” yer alıyordu. Tabii beton tesisleriyle
bağlantılı yüksek tonajlı hafriyat kamyonları sürekli hareket halinde oldukları
için toz topraktan göz gözü görmüyordu.
Kuşların göç yolu üzerindeki Riva çayırları,
İstanbul’un babadan atadan miras kalan, son doğa mücevherleriydi. Şimdi bu
çayırların en gözde yerleri hoyratça betonlaşıyor, inşaatlarla ve sitelerle
doluyordu.
Riva çayırlarının kalan kısımlarının
betondan kurtarılmasını ummak için maalesef hiçbir olumlu işaret yok.
Avrupa’nın en iyi 3. Havalimanı olan İstanbul Atatürk Havaalanı’nı yıkıp
“Millet Bahçesi” yapan iktidar, İstanbul’un ciğeri Kuzey Ormanlarını kesip 25
milyar dolarlık havaalanı yapmıştı. Beton ve rant için akla ziyan işler
yapanlar, İstanbul’a ve Riva çayırlarına ihanet etmişler, çok mu(?)”
20.08.2022 – Cumartesi
-Dün 05.50’de İstanbul’dan yola çıkıp,
19.30’da Osmaniye Öğretmenevi’nde olmuştum. Sabah 07’de kalkıp, doğruca
Kırmıtlı Kuş Cenneti’ne gittim. Sabah 7.30 olmasına rağmen sıcaklar başlamıştı.
Atlet ve gömlek ter içinde kaldım. Nehir kenarına ulaşabilen yerleri keşfettim.
Bir ara önümden, çekmeye çalıştığım, bu nedenle Osmaniye’ye geldiğim İzmir
Yalıçapkını geçti. Dar bir alanda olduğum için görüş açımdan hemen çıktı, yani
çekemedim.
İzmir yalıçapkını |
Arap Bülbülü |
Kırmıtlı’dan, Osmaniye’ye biraz daha yakın
olan Yeniköy Kuş Cenneti’ne gittim. Burada, nehire bir çay bahçesinden
ulaşılıyor. Araç girişi 10 liraymış. Kapıdaki iki görevliye çekmek istediğim
türü söyledim. Haberleri varmış. Hatta birkaç gün önce bir arkadaşımız gelmiş
ve çekmiş. Ben araç ücretini verip girmek istedim. Ama
misafirperverlik gösterip, ücret almadılar. Demir köprüyü geçince, gölgede bir
yerde kayalıkların üzerine oturayım dedim. Etraf açıklıktı ve nehir görüş
alanımın içindeydi. Birden yukarıda bizim kuş uçmaya başladı. Havada bir yarım
daire çizdi. Bu arada ben 3-4 karesini aldım. İzmir Yalıçapkını’nı çekmiştim
sonunda. Bu kayıt benim için çok değerliydi. Çünkü, farklı bir coğrafyada
kimsenin yardımı olmadan, araziyi bulmuş ve çekmiştim. Fazla kalmadım. Yemeğe
gitmem gerekiyordu. Kapıdakilerle yine bir sohbet oldu. Beni göçmene
benzetmişler, nereli olduğumu sordular, “Balkan Türklerinden” olduğumu
söyledim. Onlar da Bulgaristan Türkleriydiler. Bu köyün tamamı muhacirmiş.
Güzel bir sohbet oldu. Yarın 7.30’da aynı yere tekrar gelme niyetindeyim.
21.08.2022 – Pazar
-Sabah 6.10’da kalktım. Yeniköy Kuş
Cennetinden vazgeçip, tekrar Kırmıtlı’ya gittim. Kuş Cennetine girmeden hemen
yanındaki toprak yoldan devam ettim. Toprak yolun her iki yanı da, çekim ve
gözlem için uygun yerlerdi. Burada uzaktan Yeşil Ağaçkakan’a benzettiğim
silueti çektim, makineden büyütüp baktım, İzmir Yalıçapkını’ydı. Yalıçapkınlarını genellikle dere
ve su kenarlarında ya uçarken ya da bir kazığa, direğe tünemiş olarak
görürdüm. Şimdi yüksekçe bir ağacın orta dallarında görünce
şaşırdım.
Çalı Bülbülü |
Boz Ötleğen |
Sarıasma |
Sonra Kırmıtlı Kuş Cennetine girdim, dünkü
yerleri tekrar dolaştım. Bir incir ağacında birkaç Arap Bülbülü’nü görünce,
arabayı uygun bir yere çekip, iyi bir Arap Bülbülü çekmeye niyetlendim.
Bereketli bir incir ağacıymış. Arap Bülbülü yanında, Kamışçın benzeri başka
türler de geldi. Ama asıl sürprizi Sarıasma yaptı. Sarıasma ile incir ağacı,
birbirlerinin ayrılmaz parçası gibiydi her zaman, ama yine de beklemiyordum.
Ayrıca bu ağaçta bana kertik olan Boz Ötleğeni de çektim. 11’de dönüşe geçtim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder