ARNAVUTLUK
Arnavutluk’un Osmanlılar tarafından fethi, 1478 yılında olmuş. Osmanlılar, Arnavutluk’un bulunduğu bölgeyi alabilmek için, Arnavutların ulusal kahramanları olan Gjergj Kastrioti( İskender Bey )’e karşı yirmi beş yıl mücadele etmek zorunda kalmış. Osmanlı Devleti’nde Debre sancak Beyliğine kadar yükselen İskender Bey, 1443 yılında, İslamiyet’i reddettiğini ve hem ailesi hem de Ülkesinin intikamını almak için başkaldırdığını ilan etmiş ve bu mücadelesini ölümüne kadar( 1468 ) sürdürmüş. İskender Bey’in bu mücadelesi, yüzyıllar sonraki Arnavut Milliyetçiliğinin kıvılcımı olmuş ve 1912 yılında bağımsızlıklarını elde etmişler.
1944 yılında, Emek Partisi lideri Enver Hoca ile başlayan sosyalist yönetimde, din karşıtı politikalar uygulandı ve 1967 yılında Arnavutluk, “Dünyanın ilk ateist devleti” ilan edildi. Din yasaklandı ve ibadethaneler yıkıldı. Komünizmin 1991 yılında çökmesinden sonra çok partili yönetime geçildi. Ülke bugün, üniter parlamenter anayasal bir cumhuriyetle yönetiliyor.
Yüzölçümü: 28.748 km2; Nüfusu: 2.893.005( 2015 sayımı );
Başkenti: Tiran; Resmi Dili: Arnavutça; Para Birimi: Lek; Önemli Şehirler:
Tiran, Dıraç, Vlore, İşkodra, Elbasan, Berat, Korçe, Fier, Lushnje; Etnik Yapı(
2008 ): Arnavut % 79,9; Rumen % 9,5; Yunan % 3,2; Çingene % 2,7; Sırp %1,2
***
İŞKODRA
Arnavutluk Cumhuriyeti’nin en eski yerleşim yeri olan
İşkodra, aynı zamanda Ülkenin önemli bir sanayi ve kültür merkezi. 2011
sayımına göre nüfusu 95.907.
İşkodra - Idromeno Caddesi |
İşkodra'da Evliya Çelebi Caddesi |
İşkodra'dan |
İşkodra - Pazar yerinden |
İşkodra sokaklarından |
***
İşkodra’ya Bisiklet Yakışıyor
İşkodra’ya Bisiklet Yakışıyor
İşkodra'ya bisiklet yakışıyor |
Parruce Camii( Xhaimise Parruces )
İşkodra - Parruce Camii |
Parruce semtindeki bu Camiin tarihçesi 18. Yüzyıla kadar uzanıyor. 18. Yüzyılda Jukey ailesinin yaptırdığı bu küçük camiyi, Osmanlı Devleti genişletmek istemiş. Yahudi ileri gelenleri, kendilerine ait alanların inşaat sahasına gireceğini düşünerek karşı çıktığı için, daha sonra bu projeden vazgeçilmiş.
1936 yılında, eski caminin bulunduğu yere, Mimar Sadi Pashalları’nın tasarladığı, kırk metre uzunluğunda iki minaresi ve üç ayrı girişi ile iki bin kişilik büyük bir cami yapılmış. Bölgede çok sevilen ve beğenilen cami, 1967 yılında, din karşıtı politikalar uygulayan devlet tarafından yıkılmış. Aradan kırk yıl geçtikten sonra da şimdiki cami, 23 Mart 2007 tarihinde yapılarak, hizmete sokulmuş.
Demokrasi Meydanı veya Vigut’un Beş Kahramanı’nın Hikâyesi
İşkodra - Demokrasi Meydanı |
İşkodra - Demokrasi Meydanı |
Sosyalizmin çöktüğü ülkelerde, çöküşün arkasından, toplumlar, travmalar/sarsıntılar yaşadılar. Ortak değerler kayboldu. 2014’de kaldırılan, beş partizan heykeli, artık toplumun değerlerini temsil etmiyordu belki. Buna rağmen, bu görkemli/heybetli anıt keşke kaldırılmasaymış, diyorum. Hadi kaldırdınız, yerine daha iyi bir anıt dikseydiniz bari…
Migjeni Tiyatrosu( Teatri Migjeni )
İşkodra - Migjeni Tiyatrosu |
1949 yılında kurulan Migjeni Tiyatrosu’nda, 300’den fazla oyun sahneye konmuş. Tiyatro, adını seçkin bir Arnavut şair olan Milos Gjergi Nikolla’nın takma isminden( Mijgeni ), almış. 13 Ekim 1911 – 26 Ağustos 1938 tarihleri arasında yaşayan şair ve yazar, akciğer hastalığının tedavisi için gittiği İtalya’da genç yaşında vefat etmiş.
Ebu Bekir Camii( Xhamia e Madhe ) ve Kole Idromeno Caddesi
İşkodra - Ebubekir Camii |
İşkodra - Kole Idromeno Caddesi |
İşkodra - Aynı kadrajda cami, kilise ve kule |
İngiliz Saat Kulesi( Sahati i İnglizit )
İşkodra - İngiliz Saat Kulesi |
İşkodra Ortodoks Kilisesi( Shkodra Kisha Ortodokse )
İşkodra Ortodoks Kilisesinin kulesi solda ve arkada |
İşkodra Meryem Ana Kilisesi
İşkodra Meryem Ana Kilisesi |
İşkodra'nın girişinde, Rozafa Kalesi’nin eteklerinde inşa edilmiş bir Katolik kilisesi. 1932 yılında yapılan kilise, 1967 yılında Devlet tarafından yıkılmış, 1993 yılında aynı yere tekrar inşa edilmiş.
***
İşkodra’dan ayrılırken, aklıma geliyor: İşkodra’yı bir insan
karakterine yakıştırmamı, benzetmemi isteselerdi nasıl tarif ederdim acaba?
İmparatorluk geçmişini bildiğim, bugününü de gördüğüm için “görmüş-geçirmiş,
vakur, medeni ve huzurlu bir sakin güç” derdim herhalde…
***
KÜÇÜK ANEKDOTLAR
* İşkodra’da bir yayaya geçmesi için yol verdim. Yol verdiğim adam, caddenin kenarında bekleyen bir minibüsün yanına gitti. Minibüsün yanındaki diğer adam, benim arabanın 34 plakasını görünce, coşku ile kendi şivesiyle “Merhaba Abi” diye arkamdan seslendi. Türkiye sevgisini gösteren bu hareketin karşılıksız bırakmadım. Ben de, arabadan “Merhaba” diye bağırdım, Ama trafik akıyordu, duymuş mudur, bilemiyorum.
* Arnavutluk sınırına girerken, orta yaşlı gümrük memuru, güzel bir harekette bulundu. Kontrol ettiği pasaportu bana uzatırken, Türkçe “Buyrun Ahmet” diye hitap etti.
* İşkodra’dan, Tiran yönüne gitmek üzere ayrılıyordum ki, Google Haritalar- yol bulucu/navigasyon ekranında, geçeceğim yolun adını görünce şaşırdım. Döneceğim sokağın ismi “Evliya Çelebi” imiş. Tabii hemen sokak tabelasının bir karesini çektim.
TİRAN
Tiran'dan |
Tiran, Arnavutluk’un en büyük endüstri ve finans merkezidir. 1920’de başkent olmasından sonra hızla büyümüş; tarım ürünleri ve makineleri, tekstil, ilaç ve birçok sanayi kolları kurulmuş.
***
Tiran Trafiği mi? Teşekkürler. Ben Almayayım…
İşkodra’dan Tiran’a geçtim. Tiran’a daha 10 km. vardı, ama karmaşa, curcuna, şimdiden kendini belli ediyordu. Trafik işaretleri silinmiş, zaten kimsenin aldırdığı yoktu. Sinyal vermek kesinlikle yok, ani ve hızlı hareket ederek, şerit değiştirerek sürmek normal olmuş. Bu şekilde güç bela, kalacağım Lavia Oteli buldum. Doğrusu; sessiz, sakin, düzenli İşkodra trafiğinden sonra Tiran trafiği, bir kâbus gibiydi.
Yeni Çarşı( Pazari i Ri )
Tiran - Yeni Çarşı'dan |
Tiran - Yeni Çarşı'dan |
Biraz yürüyünce, bahsedilen çarşıya geldim. Çarşısıyla,
kafeleriyle, lokantalarıyla çok güzel bir yaşam alanı yapmışlar. Çarşıyı
çevreleyen, göz alıcı renklerle boyanmış, bir tanesi kilim motifli 2-3 büyük
apartman dikkati çekiyordu. Meydanın bir bölümünde; meyve ve sebzelerin
kaliteli bir şekilde sergilendiği, kaliteli ürünlerin olduğu, iyi tasarlanmış
modern bir pazar yeri oluşturmuşlar. Biraz yürüyünce çocuk oyun alanı olarak
düzenlenmiş küçük bir meydanda, çocukların cıvıl cıvıl oynadıklarını gördüm.
Yine meydanın bir bölümünü çevreleyen kimi tek katlı kafe, restoran ve
barlarda, yola konulmuş masalarda
eğlenen insanlar bir anlamda, Tiran’ın bir başka yüzünü gösteriyorlardı.
Tiran Yeni Çarşı'da çocuklar için düzenlenen alan |
Tiran - Yeni Çarşı'dan |
Mahmut Ağa Kokonozi Camii/Yeni Çarşı Camii( Xhamia e Mahmut Age Kokonozit )
Tiran - Mahmut Ağa Kokonozi Camii, Yeni Çarşı'da bulunuyor |
Kokonozi Camii, 1750 yılında inşa edilen bir Osmanlı dönemi camisi. Komünist Enver Hoca döneminden sağlam kalan birkaç camiden birisi. 1966 yılında kapatılarak bir gıda deposuna dönüştürülmüş ve daha sonra da tütün deposu olarak kullanılmış. 18 Şubat 1991’de yeniden açılmış.
Başka Bir Tiran
Yeni Çarşı( Pazar i Ri )’dan Shenasi Dishnica Caddesi, Avni Rüstemi Meydanı, Luigj Gurakuqi - Caddesi boyunca yürüyüp, Süleyman Paşa Meydanı’na geliyorum. Yürürken, zihnimdeki Tiran algıları da çarpışıp duruyordu…
Şehir içinde zıvanadan çıkmış bir şekilde kural dinlemeden fink atan ve hemen hemen herkesin altında olan lüks araçlar, Audiler, BMW’ler, Mercedesler; bu zenginlik belirtisiyle tezat teşkil eden kötü altyapı ve yollar; kurallardan uzak, kanıksanmış ve alışılmış berbat bir trafik… Tiran’ın bir yüzüydü.
Caddeleri ve meydanları yürüyerek geçip Süleyman Paşa Meydanı’na geldiğimde, bu olumsuz algılar yavaş yavaş değişmişti. Yol boyunca gördüğüm belli bir standardın üzerindeki kafeler, publar, lokantalar; Mayıs ayının sıcak bir akşamında, buralarda oturup sohbet eden insanların sakin, huzurlu ve mutlu halleri, giyim-kuşam ve davranışlarındaki kalite; iyi düzenlenmiş parklar ve yaşam alanları; geniş ve düzenli caddeler… Bu gördüklerim de Tiran’dı. Ama Tiran’ın başka bir yüzüydü…
Ethem Bey Camii( Xhamia e Et’hem Beut )
Tiran - Ethem Bey Camii |
Ethem Bey Camii, 1793 yılında Molla Bey tarafından inşa ettirilmiş. 1822 yılında oğlu ( aynı zamanda bir divan şairi olan )Hacı Ethem Bey tarafından, revaklar ilave edilerek cami tamamlanmış. Ethem Bey Camii’nin en ilgi çekici tarafı, iç ve dış yüzeylerindeki kalem işi renkli nakışları.
Enver Hoca dönemindeki ateist uygulamalardan dolayı 1966 yılında kapatılan cami, Ülkenin diğer yerlerindeki camiler gibi tahrip edilmemiş. 1968 yılında müze olarak kullanılmaya başlanmış. 18 Ocak 1991’de komünist yönetimin izin vermemesine rağmen, on bin kişi Cami’de namaz kılmış, güvenlik güçleri de bunu engellememiş. Bu olay, Arnavutluk’ta komünizmin çöküşünün başlangıcı ve din özgürlüğünün yeniden doğuşu olmuş.
Tiran Saat Kulesi( Kulla e Sahatit )
Tiran Saat Kulesi |
İskender Bey Meydanı ve Heykeli
Tiran saat Kulesi ve Ethem Bey Camii’ni gördükten sonra, geldiğim yoldan dönüp otelime gidiyorum. Oysa Ethem Bey Camii’nden sonra biraz yürüsem, İskender Meydanı’na gelecek ve İskender Bey Heykeli’ni görme şansım olacakmış. Herhalde, ışıklandırma yapılmadığı için fark edemedim, diye düşündüm.
***
Sabah hemen yola çıkıp, Tiran’dan ayrılıyorum. Tiran’da,
yoğun saatlerde ve merkezde, trafik ışıklarına ilaveten, trafik polisleri de,
trafiği düzenliyorlardı. Trafik ışıkları ile birlikte, trafik polisinin olup
olmadığına da dikkat etmek gerekiyor.
Kendimi şehir dışı trafiğine atmam belki fazla sürmedi. 20 dakika falan. Ama her şeye rağmen, Tiran’ın trafiği bir cehennem gibiydi.
ELBASAN
Elbasan, 2015 sayımına göre 141.714 kişilik nüfusuyla, Arnavutluk’un en büyük üçüncü şehri. 1466 yılında Kruje seferinden önce Fatih Sultan Mehmet burada konaklamış. Arnavutluk bölgesinde ilk fethedilen topraklar olduğu için, o yıllardan sonra şehre, ilk ayak basan/fetheden anlamında İl-basan/Elbasan adı verilmiş. Elbasan, Komünist rejim zamanında, metal işleme fabrikalarının bulunduğu ağır sanayinin merkeziymiş. Bu nedenle, bugün Arnavutluk’un en kirli şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Elbasan, rotamdaki Struga ve ve Ohrid yolu üzerindeydi. Hazır buradan geçmişken, arabamla bir şehir turu yaparak, zaman kaybetmeden yoluma devam etmeyi planladım.
Thanas Kilisesi
Elbasan - Thanas Kilisesi |
Nazire Camii( Naziresha Camii )
Elbasan - Nazire Camii |
Nazire Camii, bir Nazırın( Bakan ) kızı tarafından 1599 yılında yaptırılmış. 1920 yılındaki depremde, minaresinin şerefesi ve caminin kubbesi zarar gördükten sonra onarılmış. 1948 yılında, Kültürel Anıt olarak tescil edilmiş.
***
Elbasan cadde ve sokaklarında biraz daha dolaştıktan sonra,
kayda değer bir şey göremeyip, yoluma devam ediyorum. Azize Meryem Ortodoks
Kilisesi, Elbasan Saat Kulesi, Elbasan Kalesi ve Sultan Camii, şehrin diğer
görülecek yerleriymiş.
ANEKDOT
Yol bulucuyu, Tiran’dayken, Struga diye ayarlamıştım. Yola
çıktıktan bir süre sonra, trafik levhalarının yeterli olmaması, yolların
neredeyse zaman zaman sokak aralarından geçmesi; doğru yolda olup olmadığım
konusunda beni kuşkuya düşürdü. Elbasan yakınında, yoldan geçen birisine Elbasan
yolunu sordum. Türkçe bilmiyordu. Yardımcı olmak için arabaya binip, bir süre
benimle beraber geldi. Bu arada Türk olduğumu söyledim. O da bildiği birkaç
Türkçe kelimeyi sıraladı: Merhaba, Tamam, Nasılsın, Müslim vs. Bir iki
kilometre gidip yol ayrımına geldik. Kendisi de oraya gidiyordu zaten. Adı
Aslanmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder